Kişiliği Sağlam Bir Sanatçı…Oğlu İçin Yaptıkları

YAZILARIM kategorisinde yazıldı. Hiç yorum yapılmadı, 4466 okundu

Çılgın sedat kimdir ? Çılgın sedat ve oğlu sıraç.kişiliği düzgün adam gibi sanatçı ve oğlu için yaptıkları çılgın sedatın ogluna yazdığı şarkı

Geçmişte antipatik bulduğum için pişman olduğum bir sanatçı çılgın Sedat. Bizler insanları tanımadan yargılamayı adet haline getirmişiz.Oysa insanları tanımaya çalışmalı ve önyargılı olmamak gerekir.Araştırdıktan sonra şunu söylemeliyim ki çılgın Sedat gerçek anlamda bir sanatçı ve hayatı örnek alınacak olaylarla dolu. Onun engelli bir oğlu var ve yaşam savaşı verirken, Doktorların fişini Çekme teklifini elinin tersiyle itmiş, yıllardır oğlunun üzerine titremiş. Onun canını Allah’ın verdiğini ve ancak Allahın alacağını söylüyor. Derken yaşamaz denilen çocuk sevgi ile yaşıyor.Babası sayesinde hayata tutunuyor. Sedat ondan her bahsettiğinde sevgisini gözlerinden anlayabiliyorsunuz. O bana Allah’ımın bir hediyesi diyor ve Melek Oğlu için çalışıp çabalıyor. Ona daha iyi bir gelecek sunabilmek için herşeyi yapıyor. Bu koca yürekli adam için söylenecek çok söz var ancak sözlerimi burada tamamlayıp geçmiş yıllarda kendisiyle yapılan bir ropörtajı paylaşıyorum…

Çılgın sedat

Müzik dünyasından tanıdığımız bir isim Çılgın Sedat…
Fakat, bu günlerde onu yeşil sahalarda da görüyorsunuz.
16-17 yaşlarındanken mahalle arasında oynadığı ilk göz ağrısı futboldan aldığı lisansı, bugün 35 yaşında yeniden cebinden çıkartan bir isim Sedat.
Ama öylesine ulvi bir nedenle yeniden futbola dönüşü var ki, takdir etmemek mümkün değil.
Albüm çalışmalarına ara vermiş Sedat.
Sahne çalışmasını ise maç günlerine göre, o da haftada bir gün olarak programlandırmış.
Hepsi Siraç için…
Siraç kim mi?..
Tertemiz, bir melek…
Birazcık daha sabır istiyorum sizden, lütfen…
Çünkü ben size bu röportajı gerçekleştirmek için Zeytinburnu idman sahasını arıyorum.
Ciddi bir yağmur altındayım.
Taksinin beni yanlış yöne götürmesinin ardından, başlayan bayağı bir adres sormacanın ardından nihayet Çılgın Sedat ile karşı karşıyayız.
Ama bir sorun var ki, idman saati yaklaşıyor.
Üstelik de adres ararken, zamanımızın büyük bir kısmını kaybettik.
Hızlıca sorularıma başlıyorum.
Sıcacık çaylar da gelmiş, daha ne istenir ki?..

“7 ŞUBAT’TA K1’DE KİCKBOX İÇİN RİNGDEYİM”

– Sahnelerden tanıdığımız bir Çılgın Sedat vardı. Şimdi ise yeşil sahalarda bir Çılgın Sedat var. Yıllar sonra futbola dönüşün öyküsünü anlatır mısın?..
“Futbol hayata bakışım, aşkım, nefes alışım. Yıllar evvel bi tercih yapmam gerekti. Ben de futbolu seçtim. Kardeşim de profesyonel futbolcu, Ş.Urfaspor’da şu anki kalecisi Vedat Kapurtlu. En büyük amacım ona gol atmak. İnşallah karşılaşacağız.”

– Anneniz ve babanız için bu durum hayli keyif veriyor olmalı…
“Annem yıllardır çok heyecanlanıyor, kardeşimin maçlarında. Beni de aynı heyecanla izliyor. Zaten spor altyapım var. Yıllarca karate, kickbox, teakwando yaptım aynı zamanda da devam ediyorum. 7 Şubat’ta kickbox müsabakalarım var. K1 organizasyonu içersinde ben de yer alıyorum. 8 Türk, 8 yabancı mücadele edecek. Rakibim de belli oldu, Taylandlı. İnsanlar bu müsabakaları izlediğinde bir kez daha şok olacak. Kickbox yaptığım biliniyor ama bu derece profesyonel bir organizasyonda yer alacağımı, zirveye oynadığımı bir çok kişi tahmin etmiyor. Çok sıkı çalışıyorum. Ağırlık, çabukluk çalışıyorum. Saat 14:00?te futbol antremanım var, akşam 19. 30 kickbox antremanına cıkacağım. Hafta da 6 gün kickbox antrenmanım var, Cuma-Cumartesi ise sahnedeyim. Müziğe devam, albüm yaptım. Futbol maçlarımız da pazar günleri. Futbol bir aşk. Aslında 5 sene evvel başlayacaktım.

Kardeşim, ‘Yapma. Artık geç senin için’ demişti. Ama kısmet 5 sene sonrasınaymış. Profesyonel olarak 35 yaşında futbola başlayan ilk ve tek kişiyim. Kamp dönemimde takımda yer alamadım, eksiğim bu, ama artık sıkı antrenmanlarla bunu kapattığıma inanıyorum. İnşallah başarılı olacağım Zeytinburnuspor’da. Biz takım olarak kendi içerisinde rekabet halinde olan bunun yanı sıra da muhteşem bir kardeşliği bünyesinde barındırabilen bir kulübüz.” Geçmişi çok sağlam olan bir kulüp burası. Tek eksiğimiz ise Zeytinburnuspor’a Zeytinburnulu kardeşlerimizin, büyüklerimizin tam olarak sahip çıkmaması. İş adamlarımızın gerçek anlamda sahip çıkmasını ve destek vermelerini diliyorum. Bu ligden çıkmamız hiçde zor değil bizim için. Bu takım parasız pulsuz bu noktalara gelebildi. Sağolsun başkanımız Ünal Tombulel’in tek başına mücadeleleriyle bu noktalardayız. Belediye başkanımızın da yardımları var. Kaptanımız Özcan da bu takım için çok uğraşan, olumsuz koşulları bir kenara iten takımı bir arada tutan çok kıymetli bir arkadaşımız.”

“TAKIM ARKADAŞLARIM DAHİ ALBÜM PROMOSYONU DİYE BAKTI”

– Gelişinizde birlikte kulüpte nasıl bir hava oluştu? Size karşı farklı bir tutum hissettiniz mi?
“İlk günlerde havalı bi tip olarak algılamışlar beni. Hatta futbola dönüşü bir albüm promosyonu olarak düşünmüşler. Ama ben albüm kayıtlarına ara verdim. Tüm ağırlığı spor hayatıma verdim. Çıkıp ringte de kickbox yapıyorum, bayrağımı temsil ediyorum. Ayrıca bu kickbox maçlarına çıkmamın bi sebebi de şampiyona sonundaki ödül. Maçlara oğlumun rızkı için çıkacağım.”

HER ŞEY SİRAÇ İÇİN

Çılgın Sedat’ın oğlunda bahsetmeye başladığını fark edince, artık ‘Siraç için neler yapılabileceğini sorabilirim’ diye düşünüyorum.
Hani size de bahsetmiştim ya, Siraç’tan…
‘Kim?’ diyordunuz…
İşte, Çılgın Sedat’ın 35 yaşında yeşil sahalarda top koşturması için yegane sebebi: Siraç.
Bir yandan kickbox şampiyonasına katılıp, belki de yüzünü dağıtacağı, belki de uğruna sakat kalacağı, minicik yavrusu: Siraç.
Şu an öylesine masum, öylesine sevgi dolu, bir o kadar da tıbbın desteğine ihtiyacı var.
Bunları hepsi için babası Çılgın Sedat, elinden geleni ardına koymuyor.
Bugün sahada futbol topunun peşinde, yarın ringde.
Siraç’ın öyküsünü gelin Çılgın Sedat’tan dinleyelim.

“SİRAÇ’IN YAPAMADIKLARINI ONUN İÇİN YAPIYORUM”

“Oğlum Siraç, doğumdan 14 gün sonra beyin kanaması geçirdi. Bundan dolayı da yürüyemiyor, emekliyemiyor, oturamıyor. Şu an 3 yaşında. Siraç’ın beyin hücrelerinin dörtte üç işlevini yerine getiremiyor. Yıllarca ‘oğlum olsun’ istedim, onunla ‘top oynayayım’ diye diledim. Sporcu olsun istedim. Ama Siraç bunları yapamayacak. Ben de onun yapamadıklarını onun için yapıyorum. Onun ilerleyen yıllardaki yaşamı için çalışıyorum. Birikimini yapmak için çabalıyorum. İleride bana bir şey olursa, oğluma bırakacağım şeyler olsun diye koşturuyorum. Hiç olmassa ‘Allah razı olsun, babam benim için uğraşmış’ desin. Doktoru Siraç’ımın MR’ına baktığında ‘Sadece tavana boş gözlerle bakan bir çocuk’ olması gerektiğini, yaşamasının dahi mucize olduğu söylüyor. Ama Siraç’ı görünce şaşırıyor. Sevgi, bilimin yapamadığını yapıyor. şimdi farklı bir tedavi yöntemi uygulanıyor oğluma. İnşallah güzel neticeler alacağız…”

“FEDERASYONDA MUAYTHAİ HAKEMİYİM”

– Spora hiç ara vermedin mi?
“Hayatım spor üzerine kuruludur. Daima spora devam ettim. 4 ay Mersin’de kaldım, sahne çalışmaları için. Her gece sahnem vardı ve ben her gün 3 saat Muaythai çalışırdım. Şu an da Federasyonda Muaythai hakemiyim.”

– Spor dünyası size kucak açarken, sanat camiası biraz soğuk kaldı galiba, ne dersiniz?..
“Evet, biraz öyle oldu. Ben engelli çocuklar için bir albüm yaptım. Ayrıca bir de klip çektim. Davette bulunduğum birçok isim yer almadı bu çalışmada. Sağolsun Abidin Yerebakan, fotoğraf sanatçısı Ali İşitmez ve birkaç dostumuz aramızdaydı klip çekiminde. Bizim bu oluşumda amacımız engelli insanlara yardımcı olmakdı. Gelirin tamamı da bu insanlarımıza bağışlandı. Keşke ünlülerimizde yan çizmeyip aramızda bulunsalardı. Bu albümde bir de şiirime yer verdim. ‘Yaşarken gördüm bir okadar zengin, bir o kadar sağlıklı, ama insanlığını benliğini kaybetmiş, ne insanlar var şaşırırsınız’ diye. Bu mesajı alabilen herkese gönderiyorum…”

“FENERLİYİMDİR AMA, SİVAS ŞAMPİYONLUĞA DAHA YAKIN”

– Süper Lig’de şampiyonluk favoriniz kim?
“Fenerbahçeliyimdir esasında. Ama Sivasspor’u daha yakın görüyorum. Hem memleketimin takımı, hem kardeşim yıllarca Sivasspor’un kaleciliğini yaptı. Hem de inkar edilemez bir ivmeyle ilerleyen bir tokum oldu Yiğidolar… Daima güzel yerlerde olmalarını istiyorum.”

– Anadolu takımları ile görüşleriniz?
“Artık Türkiye de 3 büyük diye bir kavramın olmadığına inanıyorum. Anadolu takımlarının da başarıları ortada. Bir diğer açıdan da fedarasyonun 2. Lig, 3. Lig ve süper amatör gibi liglere de hak ettiği değeri ve maddi yardımı, aynı zamanda da desteği sağlamasını bekliyorum. Buralardaki yetenekler görmemezlikten gelinmemeli. Çünkü, bunlar yarının sporcuları olacaklar.”

Bir yandan futbol antrenmanı başlamak üzere.
Bir yandan konuşurken, bir yandan da gözü antrenöründe Sedat’ın…
Son sözlerini alıyorum ve antrenmana yolcu ediyorum.
Bir yandan da hocasından izin isteyerek, bazı çekimler için Zeytinburnu yağmuru altında kimi kareler almak derdindeyim.
Koşarken, arkadaşlarıyla bir kaç karenin ardından izin istiyorum ufak ufak.
Bu arada antrenmanı izleyen kulüp içinden bir çok isim ‘yazın’ diyor.
‘Yazın, Sedat’ın reklam yapmadığını’ diyorlar.
Anne baba için evlat ne demek?
Bunu ancak anne babalar anlar…
Bizler için uzaktan anlamak belli ki çok zor olacak Sedat’ın hislerini.
Lakin, eğer bir kalp taşıyorsanız, hiç de zor değil yaşananları hissetmek.
Birazcık insan olmak kâfi…

 


Bunlar da İlginizi Çekebilir
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?